Geçen hafta Başka Bir Okul Mümkün Derneği'nin Ankara'da Eylül ayında açacağı ilokulun tanıtım etkinliğine gittik. Sağolsun, Gonca Hn bizimle ilgilendi. Ken Robinson'un TED konuşmasından ilham alarak çevresindeki insanlarla böyle bir oluşuma girmişler. Okulun yeri İncek'te. Daha önce Melek İpek İlköğretim okulu olan binayı 10 yıllığına kiralamışlar. Veliler derneğe/kooperatife üye oluyorlar, yani okulun sahibi veliler. MEB'e bağlı özel okul statüsünde olacakmış.
Eylül için hedefleri 30 öğrenci. Max kapasite 100. Sınıfların 20 kişi olmasını, sınıf başına bir sınıf öğretmeni bir de yardımcı öğretmen olmasını düşünüyorlar.
Hoşumuza gitti, takipçisi olacağız. Yarın (4 Mayıs) Tunalı Otel'deki toplantıya da gideceğiz.
Güncelleme, 4 Mayıs 2014: Toplantıya gittik. Maksadımız Ankara kooperatifinin üyeleri hayal dünyasında yaşayan hippi tipler mi, yoksa ayağı yere basan, ne yaptığını bilen insanlar mı diye görmekti. Kısacası gördüklerimizden memnun kaldık, hepsi güzel insanlardı.
Hafta boyunca izlediğim videolardan derlediğim soru ve cevaplar:
Soru: Milli eğitim müfredatı ile uyumlu musunuz?
Cevap: Evet. Milli eğitimde verilmek istenen kazanımlar var. Bu kazanımlar normal okullarda fiziksel şartların yetersizliği nedeniyle verilemiyor. Biz bu şartları sağlayarak zaten verilmek istenenleri daha etkili bir şekilde verme imkanına sahibiz. Örneğin milli eğitimde öğrenci konseyi kavramı var ancak öğrenci sayısının fazlalığı nedeniyle uygulanamıyor. Biz sayıyı bu tür şeyleri uygulayacak seviyede tutuyoruz.
Soru: Velilerin rolü ne?
Cevap: Veliler kooperatifin ortağı, yani okulun sahibiler. Okulda çocuğu olmayan birisi ortak olamaz, ancak bağış yapabilir. Yani veliler normal okullara göre çok daha sahiplenici bir konumdalar.
Soru: Açılan okullarla derneğin ilişkisi ne?
Cevap: Okulları çocuklarını okula gönderecek veliler açıyor. Dernek onlara sadece yol gösteriyor, eldeki bilgi birikimini paylaşıyor. Okulların yönetimi tamamen kooperatiflerin elinde.
Soru: Öğretmenleri nasıl seçiyorsunuz?
Cevap: Milli eğitimin kriterlerine uygun adaylar arasından seçiyoruz. Detay şurada.
Soru: Ya çocuk birşey öğrenmezse?
Cevap [Bodrum'daki okula çocuğunu yollayan bir veliden]: Çocuğun ilkokulda öğreneceği temel konular okuma yazma ve dört işlem. En kötü durumda, yani okul bunları öğretmede yetersiz kalsa bile ebeveyni olarak ben öğretirim. Çocuğumun sağlıklı bir sosyal çevrede çocukluğunu yaşaması, öğrenme heyecanını kaybetmemesi çok daha önemli.
Soru: Çocuklar okuldaki ideal şartlar yüzünden toplumdan kopuk hale gelebilirler mi?
Cevap: Mevcut okulların hayatla iç içe olduğunu iddia edebilir miyiz? Biz hayat bilgisi derslerini dışarıda, örneğin pazaryerinde işliyoruz. Bir gezimizde çöplüğe gittik, dönüşte çocuklar neden bazı insanlar çöplüğü karıştırmak zorunda diye sordular. Kitapların ötesindeki gerçek hayatı daha yakından tanıma fırsatı buluyorlar.
Kaynaklar:
Saturday, May 03, 2014
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
1 comment:
BBOM derneği çabalarını kutlamak gerek. Biz, her ne kadar erken olsa da, fındığı Steiner (Waldorf) okulua gönderme eğilimindeyiz. Bizi gıcıklandıran bir iki detay mevzu var lakin diğer okullara nazaran alternativ eğitim anlayışlarını takdir ediyoruz.
Baktım TR'de Steiner pedagjisine dayalı okul yokmuş.
Yaratıcılığı öldüren eğitime HAYIR! :P
Öperekten...
Post a Comment