Saturday, April 10, 2010

Niye?

Dün Derya ile sohbetimizde bu yıl üniversite sınavının iki basamaklı hale getirildiğini konuşurken "neden iki basamaklı hale getirildi?" diye sordum. Kendi tahminlerimizle cevap vermeye çalışırken bunu niçin ilgililere (ÖSYM? MEB?) sormadığımız aklımıza geldi.

Aslında pek çok konuda böyle değil mi? Bir karar verildiğinde genellikle yapılan kulaktan dolma, medyatik bilgilerle kişisel tahminler ve o tahminlere dayalı söylenmeler, taraf tutmalar... Hemen hemen hiç görmediğim ise doğrudan kararı verenlere soru soran sıradan vatandaşlar ve gerekçeleri olası diğer alternatiflerin ışığında açıklayan yetkililer... Mesela anayasa maddelerinin yanında "niye" linki olsa ve biz o linkten yasanın sosyal, tarihi, hukuki nedenlerini, niçin alternatiflerden daha akılcı olduğunu (rationale) okuyabilsek fena mı olurdu?

Soru sormanın bilgilenmenin yanı sıra muhattapların daha aklı başında davranmasına neden olacağını düşünüyorum. Sorgulanacağını bilenler iki kere düşünürler (kendimden biliyorum). Ayrıca sorulara cevap verebilenlere güven artar, öküz altında buzağı aranmaz. Kritik konu soru sormanın toplumsal bir alışkanlık haline gelmesidir.

Önerim her konuda, bunu yapan babanız dahi olsa, en az iki kere "niye?" diye sormaktır (Toyota'da 5 kezmiş). Soruyu kendinize de sorarsanız kişisel gelişim yolunda hızla yol alırsınız.

Hayatımızdaki zırvalıkların azalması dileğiyle, esen kalınız.

İlginç bir uygulama: Bold Progressive Change Campaign

Günün sözü:
First they ignore you, then they laugh at you, then they fight you, then you win. - Mohandas Karamchand Gandhi

No comments: