Showing posts with label university. Show all posts
Showing posts with label university. Show all posts

Thursday, July 18, 2024

Üniversite mi, bölüm mü

2024 YKS üniversite tercihleri ile ilgili son günlerde izlediğim iki videoda "seçim yaparken üniversitenin kalitesi bölümden çok daha önemli" vurgusu yapılınca (video 1, video 2) 27 yıllık mühendis olarak bu yazıyı yazma ihtiyacı hissettim. Bölümden ziyade üniversiteye önem vermenin artılarından bahseden çok da eksilerden bahseden yok.

İyi üniversitelerin en çok vurgulanan faydaları öğrenci kulüplerinin fazla olması, etkileşimde bulunacağın insanların kalitesi ve üniversite networkünden yararlanmak. Burada söylenmeyen husus mezun olduktan sonra kendi okuduğun bölümün dışındaki öğrencilerin profesyonel anlamda sana pek bir faydasının dokunmayacağı. Örneğin Hacettepe öğretmenlikte okurken toplulularda mühendislik ve tıp öğrencileri ile arkadaşlık edebilirsin ama mezun olduktan sonra onların sana iş konusunda destek vermeleri ne kadar mümkün? Bölümden arkadaşların ise staj ve iş bulmana yardım edebilirler, iş yaşamın boyunca onlara danışmaya devam edebilirsin.

Bu arada mühendislik okurken topluluklarda vakit geçirme imkanın az, ben üniversitenin tadını mezun olduktan sonra çıkarabildim, okurken bahar şenlikleri uzaktan duyduğum hoş bir sada idi.

Aileler üniversite adının prestijini kullanmayı seviyor, genelde "bizim çocuk ODTÜ'de okuyor" denir, bölümden bahsedilmez pek. Öğrenci de üniversite sınav badiresini atlattıktan sonra bu itibardan yararlanmak ister. Ama aynı aileler mezuniyet sonrası çocuklarının iyi bir işte çalışmasını daha çok ister. 

Klasik öğrenci hayalleri: "kötü bölüme girsem bile kendimi geliştiririm, yazılım öğrenirim, yüksek ortalama tutturup daha iyi bir bölüme yatay geçiş yaparım, çift anadal yaparım." Bunları başarma olasılığın çok düşük. Bir yıl daha sınava hazırlanmaya mecalin varsa ve "mezuna kalır ve başarı sıralamamı ciddi oranda iyileştiririm" diyebiliyorsan şansın daha fazla.

Geleceği parlak bölümlerin sayısı az. İyi üniversite hevesi ile önü kapalı bir bölümü seçersen pek çok işe başvurman bile mümkün olmaz. İş ilanlarında üniversite adının yazıldığını ben hiç görmedim ama istenen bölümler mutlaka belirtilir.

Örneğin 25K sayısal başarı sıralaması ile Ankara'da devlet okulunda mühendislik istiyorsan ODTÜ Petrol Müh., Hacettepe Kimya Müh. veya Gazi Bilgisayara girebilirsin. Eğer aslolan üniversitedir diyeceksek ODTÜ Petrol'ü yazman gerekir. Bilgisayardan mezun olduğundaki seçenek bolluğu ile petrol veya kimya mühendisliğinden mezun olduğundaki seçenek darlığını dikkate almanı öneririm.

Kritik soru şu: Önündeki 4 yılı mı optimize etmek istersin, 40 yılı mı? Tavsiyem üniversite gözetmeksizin başarı sıralamana uygun bilgisayar mühendisliği bölümlerini yazmandır, nedenlerini daha önceki bir yazımda açıkladım.

Sunday, December 12, 2021

Yurt dışında endüstri mühendisliği lisans öğrenimi

Bir tanıdık yurt dışında endüstri mühendisliği lisans öğrenimi konusundaki tavsiye istedi (ne yazık ki bilgisayar mühendisliği istemiyor), Almanya'daki Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü'nü tavsiye ediyorum, ayrıntılar aşağıda.

Dünya sıralamasında Türkiye'nin en üst sıradaki endüstri mühendisliği bölümü İTÜ'de, sıralaması 64. Bölüme 2021 üniversite sınavında en düşük 4810 başarı sıralaması ile girilebilmiş. Dünya'da bir numara MIT (Amerika). Avrupa'da bir numara (Dünya'da 9) Delft University of Technology (Hollanda) ancak bölüm Industrial Design Engineering yani endüstriyel tasarım, dili %50 İngilizce. Avrupa'da ikinci sırada (Dünya'da 12) Polytechnic University of Milan var, bölüm üretim ağırlıklı ve dili İtalyanca. Almanya'da birinci sırada (Dünya'da 34) RWTH Aachen University (Business Administration and Engineering - Wirtschaftsingenieurwesen), bölümü üçe ayırmışlar, inşaat, enerji ve makine alt dallarından oluşuyor, eğitim dili Almanca. İkinci sırada Münih Teknik Üniversitesi, üçüncü sırada Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü var, eğitim dili Almanca.

İtalya'da çoğu bölümün eğitim dili İtalyanca, devlet üniversiteleri 2500Euro/yıl, özel üniversiteler 15000Euro/yıl [link].

Aachen mühendislik ağırlıklı ve 4 yıl iken Karlsruhe daha iktisat ağırlıklı ve üç yıl [link]. Türkiye'deki üniversite sınavında 50bin sıralama yapan kabul alabiliyor. Almanya'da eğitim nispeten ucuz, öğrencinin geçinmek için ihtiyacı yıllık 10bin Euro. Almanya Türkiye'ye yakın, uçakla 3 saat, son yıllarda daha da artan sayıda Türk üniversite öğrencisi var. Almanya Avrupa'nın en büyük ekonomisi, gelişmiş endüstriyel altyapıya sahip. İyi derecede Almanca bilme gereksinimi bir dezavantaj, bu nedenle bir yıl Almanya'da sıkı bir dil eğitimi almak gerekli, lisans eğitiminin en pahallı yılı dil eğitim yılı.

Lisans eğitimi için ülke seçimi yaparken üniversite eğitiminden sonra hangi ülkenin size daha çok hitap ettiğini de düşünmenizde yarar var. Ben çocukluğumda 5 yıl Almanya'da güzel anılar yaşadığım için Almanya taraftarıyım. Almanya'da olması ve işletme/iktisat odağı nedeniyle Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü Endüstri Mühendisliği'ni tavsiye ediyorum. Üniversite okumanın ilk aşaması olan dil kursu için üniversiteden şartlı kabul almaya uğraşmayın, dil öğrenme vizesi alın. Vize almayı kolaylaştırmak için Türkiye'de A2 seviyesinde Almanca bildiğinizi sınavla belgeleseniz iyi olur, sizin Almanya konusunda ciddi olduğunuzu gösterir.

Almanya'da Fachhochschule ve Universität olmak üzere lisans diploması (BSc) veren iki yüksek öğrenim tipi var. Fachhochschule uygulama ağırlıklı (İngilizcesi University of Applied Sciences), Universität teori ağırlıklı, ikisinden sonra da mastır yapabiliyorsunuz. Mühendislik için önerim Fachhochschule çünkü mühendislik %10 teori, %90 uygulama. Bkz. Uni vs Fachhochschule - Vorteile & Nachteile. Okurken alanınızla ilgili bir işte çalışıp hem tecrübe hem de para kazanmak için Duales Studium tavsiye ediyorum.

Monday, July 13, 2020

Üniversite/bölüm tercihi

Bu yılki üniversite sınavı (2020 YKS) geçti, Temmuz sonunda puanlar açıklanacak. Yüksek puan alacak sayısalcılar için tıp mı, mühendislik mi sorusu önemli çünkü hem lisans hem de sonrasındaki meslek hayatı ciddi ölçüde farklı.

İdeal bir kariyer ilgi alanlarının, yüksek değer problemlerin, gelecekteki seçeneklerin bolluğunun kesişimidir. Yüksek değer problemlerden kastım insanlar için acil ve önemli olan, çözülmesi için masraftan kaçınmayacakları problemlerdir. Çoğu sağlık problemi böyledir. Bu kriterlere okuma / çalışma şartlarının rahatlığını da ekleyebiliriz.
Tıbbın en büyük avantajı ortalama üstü gelire sahip iş garantisi olması. Saygınlığı yüksek, ilaç reprezantları, hemşireler ve hastalar etrafınızda pervane. İş yerinde kadın-erkek oranı dengeli, tecrüben arttıkça daha çok itibar görüyorsun. Dezavantajlara gelince; bölümü okumak zor, ezber fazla, uzmanlık istiyorsan TUS'u kazanmak zor, üniversite sınavı çabasından fazlasını gerektiriyor. Mesleğe atıldığında mecburi hizmet zorunluluğu var, iş saatleri sabit değil, nöbet var, insanla uğraşıyorsun. Eğer hastanede çalışıyorsan penceresiz odalarda her 10 dakikada bir, günde 100 hasta bakmak zorundasın. Teşhis için yeterli süre olmadığından "aceba doğru karar mı verdim" sorgulamasını sık sık yaşayabilirsin. Örneğin 9 yıl önce Hacettepe'deki bir uzman doktor 10 dakikada annemin bağırsağının dörtte birini ameliyatla alma kararı vermişti. Neyse ki sonrasında gittiğimiz özel doktor 1 saatten fazla vakit ayırarak bize istatistikleri detaylıca anlattı, ben de mühendis olduğumdan o istatistikleri yorumlayabildim ve annemin ameliyat olmamasına karar verdim. Bu olay 9 yıl önce oldu, annem şu an hala gayet sağlıklı. Hacettepe'deki doktoru suçlamıyorum, o şartlarda hızlı karar vermek zorundaydı. Hikayenin ayrıntısını merak edenler şu podcast'imi dinleyebilirler.

Yurt dışında çalışmak istersen tekrar zorlu/maliyetli meslek ve dil sınavlarına girmen gerekiyor. Kendi işini kurmak muayenehane açmaktan ibaret çünkü bunun ötesi ekipmanların pahalı olması nedeniyle ciddi parasal yatırımlar gerektiriyor. Araştırmacı olursan ortalama akademisyene göre daha iyi kazanırsın, hasta bakmak yerine araştırmaya vakit ayırabilirsin, tabi ki ancak iyi bir üniversitede kadro bulabilirsen... Velhasılı ancak tıbbı seven kişinin seçeceği bir bölüm...

Mühendislik bölümleri arasında bilgisayar/yazılım açık ara avantajlı, çünkü iyi bilgisayarcılara talep çok, iyi olmanda kendi gayretin diğer bölümlere göre çok daha belirleyici. İnternetin ve bilgisayarının olması yeterli. Üniversite derslerinin dışında kendin de ek çaba gösterir ve sana yardımcı olacak, seni yönlendirecek insanlara ulaşabilirsen çok iyi bir bilgisayar mühendisi olabilirsin. Hem lisansta daha kolay okuyup sosyalliğe, hobilere zaman ayırabilirsin, hem de meslek hayatın rahat olur. Otomasyon çağında yaşıyoruz, crypto paradan bioinformatiğe kadar her alanda, dünyanın her yerinde çalışabilirsin, dolayısı ile ilgilerini tatmin edebilirsin. Ayrıca home office imkanları geniş, digital nomad olup dünyayı gezebilirsin. Son olarak altyapı yatırım gereksinimleri düşük olduğu için kendi işini kurup büyütmen tıbba göre çok daha kolay. Yenilik yoğun bir alan olduğundan henüz domine edilmemiş işe yarar konular bulabilirsin.

Arada "Elektrik-Elektronik yazıp kendimi bilgisayarda geliştiririm" diyenler oluyor. Bunu diyenler bilgisayarın ne kadar derin bir alan olduğunu bilmiyor, bilgisayarı web sayfası tasarlamak ya da python öğrenmek sanıyor, bu biraz matematiği aritmetikten ibaret sanmaya benziyor. Bilgisayar derinliği olan bir alan ve bilgisayarda gördüğün derslerin çoğu kariyerinde işine yarayacakken elektronikteki derslerin çoğu işine yaramayacak, çektiğin eziyetle kalacaksın. Mühendislik kariyerini inşaa etmek için en iyi temel bilgisayar mühendisliğidir.

Bir başka argüman da "fiziği seviyorum, fizik okumak istiyorum"... Sayısalcıysan tabi ki fiziği seveceksin, ben de seviyorum, okuduğum kitapların, izlediğim videoların önemli bir kısmı fizikle ilgili. Türkiye'deki üniversitelerin fizik bölümlerinin Nobel ödüllü, ilham verici hocalarla dolup taştığını mı sanıyorsun? Ne yapacaksan kendin yapmak zorundasın. Fizikçiye ihtiyaç az, fizik olimpiyatlarında madalya almadıysan fizik okumanı tavsiye etmem. Fiziği seven biri bilgisayarı da sever, bilgisayarı uygulamalı matematik gibi düşünmek lazım, örneğin veri iletiminde hata düzeltme, kriptografi, numerik metodlar. Bilgisayarın fizik ve matematiğe göre avantajı kolayca değer yaratma imkanına sahip olman. Değer yarattığın zaman psikolojik tatmin ve maddi imkanlar da onun doğal sonucu oluyor. İlla fizik diyorsan bilgisayarı bitirdikten sonra fizik alanında çalışabilirsin.

Son olarak "sürekli bilgisayar başında, asosyal bir işte çalışmak istemiyorum" cümlesine cevabım "tüm mühendislik mezunları vakitlerinin neredeyse tamamını bilgisayar başında geçiriyor. Ancak teknisyenlik türü işlerde bilgisayar biraz daha az kullanıyor. Sosyallik sana bağlı, sen ne kadar sosyalleşmek istersen o kadar sosyallerşirsin, zaman içinde yönetimsel işlere de kayabilirsin."

Öğrenmeye ve kendini çok farklı alanlarda geliştirmeye meraklıysan bilgisayar mühendisliği en iyi seçimdir. Hele de benim gibi işini severek yapan, sana yardım edebilecek tecrübeli bir tanıdığın varsa...