Saturday, July 08, 2006

Kirada oturmak üzerine

Üniversiteden mezun olduğumdan beri Ankara'da kiracı olarak yaşıyorum. İki kez kendi isteğimle ev değiştirdim, şu an üçüncü evimde oturuyorum. 9 yılın ardından artık uzman kiracı olduğumu söyleyebilirim.

Zaman zaman "yeter artık Şamil, kendine bir ev almanın zamanı geldi" eleştirisine maruz kalıyorum. Ev sahibi olmak için çeşitli nedenler var. Birincisi ekonomik; kendi evimin sahibi olmak varken neden elin adamına para vereyim?

Ekonomik analiz: Ayrancı'da oturmak isteyebileceğim evler 150 bin liradan başlıyor. Aynı evlerin kirası ortalama 600 lira (aidat hariç). Yani ev almak için harcayacağınız para = 150000/600 = 250 aylık = 20 yıl. Yani 20 yıllık kirayı bir seferde verip ev alıyorsunuz. Banka faizi bu aralar %16, enflasyon da %12. Banka %4 kar veriyor. 150000 lirayı bankaya koyarsanız %4 faizle 20 yılda 316 bin lira oluyor. Yani eğer elimde 150 bin lira olsa ve bankaya koysam, kirada oturmaya da devam etsem 20 yıl sonunda 316 bin-150 bin (ödediğim kira)=166 bin lira kardayım. Hesabımızda ev ve kira fiyatlarının enflasyon oranında arttığını varsaydık. Eğer şu an 150 bin liraya aldığım ev 20 yıl sonunda enflasyonsuz hesapla 316 binden fazla ederse zarardayım demektir. 20 yıl sonunda o evden ne kadar hayır gelir, o da ayrı mesele...

Parayı bankada nakit halde bulundurmanın en öndemli avantajı parayı istediğiniz zaman kullanabilmenizdir. Evi öyle şıp diye satmak mümkün değil. "Ben iradesi zayıf adamım, bankada para tutamam, harcarım" diyorsanız size Allah müstehakınızı versin diyorum ;). Kendinizi geliştirmekle ilgili kitap neyin okuyun.

Ayrıca ev sizi bir yerde bağlıyor, özgürlüğünüzü kısıtlıyor. Tamam, kiradayken evi canınızın istediği şekle sokamazsınız ama benim için çok önemli değil. Ev temiz ve ferah olsun, ısıtma ve altyapı sorunu olmasın bana yeter. Dünya malında gözüm yok ;).

İnsanların ev almak için öne sürdüğü diğer önemli neden de ev sahibinden yılmış olmak. Onun için de aşağıdaki analizle devam edelim.

Hukuki analiz: Umut kardeşimizin bulduğu Kira Hukuku ve Tahliye gayet faydalı bir doküman. En ilgimi çeken konu da kira sırasında ev sahibinin kontrata ek yapması (tahliye taahüdü vb) ile ilgili açıklama. Buna göre "...ilk kira kontratı ile yapılan tahliye taahhüdü geçerli olmaz. Konuya ilişkin Yargıtay, İçtihadı Birleştirme Kararı’nda, ilk kira sözleşmesine konan tahliye taahhüdünün, kiracının ev ihtiyacı nedeniyle baskı altında imzaladığını kabul ederek, bunu kabul etmemiş, ancak ikinci yıldan itibaren söz konusu baskının ortadan kalkabileceğini ve ancak bundan sonra yapılacak tahliye taahhüdlerin geçerli olacağını belirtmiştir." Kira artışı ile ilgili limiti hepimiz biliyoruz zati: Ev sahibi ne kadar yırtınsa da sizi enflasyonun üzerinde artışa zorlayamaz.

Memleketteki güncel durum: Kiralar dalgalı bir davranış izliyorlar. 3-4 yıl artar, sonra duraklama dönemine girer. Bugün TRT2'de inşaat sektöründen birisi şu yorumlarda bulundu:
* 1-2 yıldır devam eden hızlı konut yapımı ihtiyaçların üzerinde.
* Eve ihtiyacı olanların çoğu hala ev alamıyor. Ev alanların 5'te 4'ünün zaten evi var ve yatırım amacı ile ev alıyorlar. Ekonomik istikrar paranın inşaatta değerlendirilmesine neden olmuş.
* Önümüzdeki dönemde kiralık fazlası olacağından kiracı bulmak güçleşecek.

Kirada yaşayan güzel insanlar, korkmayınız, kirada kalmak her açıdan iyidir. Ev sahibi size efendi gibi davranırsa siz de ona efendilikle mukabele ediniz. Yok derinizi yüzmek ister ve sanki sizi hayrına evinde barındırıyormuş gibi davranıyorsa bu davranışını burnundan getirmek için her türlü koz bizden yana. Hatta mümkünse süründürelim, ahlaksız insanlar nasihatle değil, musibetle yola gelirler. Musibetle canlarını sıkmazsak onlar bizim canımızı sıkacak bir vesile herzaman bulurlar. Bu nasihatim sadece gıcık ev sahiplerinin altında ezilen efendi kiracılara değil, genel olarak utanmazların elinde inleyen güzel insanlaradır. Cesur olun biraz! Bırakın şu efendi çocuk kerizliğini (Umut'um, sen hele iyice kulak ver :P ). Verdiğim gaz yeterli gelmediyse buyrun adiloş bebenin ninnisi:

...
Bunlar,
Engerekler ve çıyanlardır,
Bunlar,
Aşımıza, ekmeğimize
Göz koyanlardır,
Tanı bunları,
Tanı da büyü...

Bu namustur
Künyemize kazınmış,
Bu da sabır,
Ağulardan süzülmüş.
Sarıl bunlara
Sarıl da büyü

--Ahmed Arif

Son bir not: Kendi ev sahibimden ziyadesi ile memnunum. Kirayı her yıl enflasyon mertebesinde arttırıyorum. Evim sakin ve geniş ancak ne yazık ki güneş almıyor. Bu da kaloriferlerin çalışmadığı sonbahar ve ilkbahar döneminde kıçımızın donmasına neden oluyor. Sanırım memleketteki inşaat-mania durulduğunda evi değiştiririm.

3 comments:

Nart Bedin Atalay said...

Gelecek sene icerisinde kiraci statusune gececek birisi olarak yuregime su serpildi diyebilirim.

Bu arada memleketimizde ev sahibinin kiraciya karsi kanuni bir sorumlulugu var midir. Evin orasi burasi bozulsa onu calisir hale getirmekle yukumlu kisi yine kiraci oluyor. Zaman zaman ev sahibi maddi yukumlulugu ustlense de bunun zamansal veya organizasyonel maliyetini ev sahibinin ustlendigini ben hic duymadim.

Bir de evler nicin mobilyali kiralanmaz. Oyle olsa bir evden digerine tasinmak ne kolay olurdu.

Samil Korkmaz said...

Bildiğim kadarı ile ev sahibinin okeyini alırsan yaptığın tamirleri ev sahibine ödettirebilirsin. Okey vermezse durumu yönetici ile birlikte tutanakla tepit ettirip tamirini yaparsın ve sonra da kiradan kesersin, tutanağı ve faturayı da noter kanalı ile ev sahibine yollarsın. Ev sahibi dava açarsa tutanak işe yarar diye umarım, yaramazsa da akıl parası olur. Başıma gelirse kesinlikle yapar ve sonuçları açıklarım ;)

Umut DURAK said...

Aldım ben o gazı Şamilzim. Hikayenin devamını blog'da bir kaç içinde yazarım. Neydi güzel abim, hayat tecrübe kazanmak için, blog'da bunları yayınlamak için ;)