Saturday, March 08, 2008

Puslu Kıtalar Atlası

İhsan Oktay Anar'ın Amat romanını okuduktan sonra Puslu Kıtalar Atlası romanını da okumayı düşünüyordum ve dün romanı bitirdim. Yine hoş tarihsel terimlerin (bir kısmı uydurma sanırım) bolca kullanıldığı bir roman olmuş. Ana bir hikaye ekseni etrafında belli zaman dilimlerinde kesişen çok sayıda küçük hikayeciğin birleşiminden oluşuyor.


Ancak bende hikayeleri birleştirme işinin fena olmasa da mükemmel kotarılamadığı izlenimini yarattı. Kitabı okurken bloğa koymaya değer tasvirler de aradım içten içe. Amat'ta yeniçerilerin kıyıya çıktığı sahnenin anlatımıyla boy ölçüşecek bir bölüm bulamadığımdan alıntı yapmıyorum.

Sonuç: Fena değil, roman ve hikaye severler okusun. Ama benim gibi birim zamanda maksimum getiri isteyenler (!) okumasa da olur, Amat'ı tercih edin.

3 comments:

Serendipity said...

Ben böyle "getiri" usülü bir eleştirmen görmedim. Daha bir roman-tik yaklaşsak da olur değil mi? Adı üzerinde roman. İhsan Oktay Anar kitapları ard arda ve tarih sırasında okununca hoş oluyor bana kalırsa. (Son kitap "suskunlar" okunacaklar listemde yer alıyor.) Farklı bir tarzdan bir nefes almak isteyenlere tavsiye olunur.--yorum da böyle yazılır, öyle "getiri", "değer","birim zaman" falan... Mehendiz misiniz beyefendi? :)--

Samil Korkmaz said...

Eşim tedaviye başladı, ümitvar olunuz ;)

Umit said...

ne zamandır kitapçılara gitsem Oktay anar'ın kitaplarını alayazıp, son anda vazgeçiyordum.. Geçen ay içerisinde, nihayet, Puslu Kıtalar Atlası ve Amat'ı alıp, kronolijik sıra hastalığım sebebiyle Puslu Kıtalar'dan başladım.. Açıkçaı, kitabın başında hissettiğim heyecanı, sonuna kadar sürdüremedim; ikinci yarısında kitap beni biraz sıktı.. Henüz bitirmiş de değilim, bir kaç on sayfası kaldı, paylaşayım dedim:))

Bir de Rendekar ismi takıldı ağzıma, "Rön Dekar" olcak o diye kendi kendime söylenirkenh yakaladım kendim bir kaç kez!