Sunday, May 27, 2007

Cercis ve Konaytere

Bu aralar Gücük'ün tanınan simalarından Erdoğan Demirci yanımdaydı. Kendisine Gücüksu'nun ilk demircisi olan Cercis'in Konaytere'ye (Quneitra) nasıl gittiğini sordum.


Hikaye şöyle:

Kafkas göçleri sırasında Cercis ve erkek kardeşi Karadeniz'den gemiyle geçerek Balkanlar'dan Osmanlı topraklarına girer. Bu sırada kardeşi ile yolları ayrılır ve kardeşinden bir daha haber alamaz. Sanırım gençlik çağlarındadır. Cercis Maraş'ın zeytin bölgesinde demircilik yapıp para kazanır, çoluk çocuğa karışır ve oralarda arazi sahibi olur. Neden bilinmez, bugün Suriye, Lübnan ve İsrail arasında yer alan (ve 1973'te büyük oranda tahibat yaşamış olan) Konaytere'ye yerleşir. Bir zaman sonra orada görüştüğü birisi Maraş'ın verimli bir yer olduğunu söyleyip geri dönmesini öğütler. Cercis de Zeytin civarına geri döner. Teybi gene ileriye doğru hızlı sararsak, Selimbi Cercis'i Gücük'e gelmeye ikna eder. Cercis bir macera insanı anladığım kadarı ile. Erdoğan Cercis'in torununun torunu oluyor galiba.


Not: Resimde benimle Erdoğan arasında üçüncü bir kişi daha vardı. PaintShop Pro'daki clone brush ile onu sildim, sadece bardaklardaki yansımasına dokunmadım. Nasıl ama, anlaşılmıyor değil mi ;)

8 comments:

Anonymous said...

Samilziim,

Aradaki arkadaş kimdi; neden silindi; PaintShop Pro'da ne zaman bu kadar ilerlendi; merak edildi.

Öpüldü,
Nesij

Nart Bedin Atalay said...

Şamildjiim,
Nesij'in saf kalbi ile sorduğu bu soruları uzun zamandır Almanya'da kalmasına ve çok ders çalışmaktan dünya meselelerine yabancılaşmasına vermeni rica ediyorum.

Fotodaki arkadaşı bardaktaki yansımadan değil ama, ama senin gözlerinin parıltısından tanımak mümkün.

Samil Korkmaz said...

İlahi arkadaşlar, ömürsünüz vallahi. Fotodaki kişi tanımadığım bir er kişi idi ve ondan izinsiz fotosunu yayınlamak hoş olmazdı. Vefekat Erdoğan'la da başka pozumuz yok idi.

Mevzu bundan ibarettir, gözlerimdeki parıltı flaşdandır :P

Rahmi Lale said...

Sildim demesen anlaşılmaz ancak ince bakınca üç sorun var:
1. Senin sağ dirseğindeki peçeteyi kesmemiş olman (ya da peçete kolalanmış masadan sarkmasına rağmen yere paralel durabiliyor ;) )
2. Sadece 'clone brush' aracının yeterli olmaması zira bardakların etrafı ve silinen zatın masa ile olan temas kısmı çok pürüzülü mürüzlü...
3. Silinen elemanın sağ dirseği halen masada.

Bu arada bu eleman süper mi yoksa en süper olan mı?

Samil Korkmaz said...

Rahmiciim, süper/en süper derken?...

Dediim gibi elemanı tanımıyorum, ilk kez o yemekte gördüm.

Samil Korkmaz said...

Haaa, Erdoğan'ı diyosun herhalde (Rahmiciim kriptik mesaj uzmanıdır, çözebilmek mastırlı bir insanın minimum 5 dakkasını alır :P)

Erdoğan "normal" bi insandır, yapıcıdır, kalp kırmaz ;)

Rahmi Lale said...

Diyorsun mastırlının 5 dk sını benim 2 dk mı alır ;)

Evet, Erdoğan biladerimizi kast ettim. Lakin anlaşıldığı üzere vinç operatörü olan en süper akranımız kendisi değil.

Anonymous said...

bayraklara dikkat... PAİNTTE KESİLMİŞ GİBİ ))