Cardiac Muscle:
The central nervous system does not directly create the impulses to contract the heart, but only sends signals to speed up or slow down the heart rate through the autonomic nervous system using two opposing kinds of modulation:
1. Sympathetic nervous system
2. Parasympathetic nervous system
While the majority of the heart is composed of cardiac muscle cells, specialized conducting pacemaker cells in the sinoatrial node exhibit automaticity whereby they determine the overall rate of contractions, with an average resting pulse of 72 beats per minute. However, in the absence of any nervous system or hormonal input, the conducting cells of the sinoatrial node exhibit an intrinsic firing rate of 100 beats per minute. This indicates that the parasympathetic division of the autonomic nervous system predominates at rest... the heart can still beat properly even if its connections to the central nervous system are completely severed.
Cardiac pacemaker:
Although all of the heart's cells possess the ability to generate these electrical impulses (or action potentials), a specialised portion of the heart, called the sinoatrial node, is responsible for the whole heart's beat.
Sinoatrial düğümünün nasıl olup da sinüs ritmini sağladığını anlamak için bilinmesi gerekenler: Kalp hücrelerinin kendi kendine depolarize olması, iyon kanallarından geçen potasyum iyonları, sodyum akışı... Akıl işi değil! Bir dahaki hayatımda doktor olma niyetim perçinlendi(!)
İlginç bilgiler:
* Cardiac Muscle: Cardiac muscle is adapted to be highly resistant to fatigue: it has a large number of mitochondria, enabling continuous aerobic respiration via oxidative phosphorylation
* Heart: The heart is effectively a syncytium, a meshwork of cardiac muscle cells interconnected by contiguous cytoplasmic bridges. This relates to electrical stimulation of one cell spreading to neighboring cells.
* Syncytium: In biology, a syncytium is a large cell-like structure filled with cytoplasm containing many nuclei.
Akla takılan husus: Türkiye'de nesiller boyu mitokondri tanımı "hücrenin enerji ocaklarıdır" olmuştur. Tamam akılda kalıcı bir tanım ama hacı, enerji ocağı ne yahu? Böyle birşey yok ki benzetme olarak kullanılsın!
1 comment:
2007'de bir kitap okumuştum, the music of life, blogda bir girdisi var. Kitabın yazarı Denis Noble, kalbin atışını matematiksel olarak modelleyen ilk kişi, yıl 1960. Kitabın başlarında kalbin nasıl attığına ilişkin modeli nasıl geliştirdiğini anlatıyor. Yazdığı formülü elle hesaplaması mümkün olmadığından bir bilgisayara ihtiyaç duyuyor ancak o zamanlarda da el altında bulunabilen bir hadise değil PC. Zamanında çalıştığı Üniversitenin süper bilgisayarında yazdığı modeli çalıştırmak için bin taklalar atıyor (24 yaşında olması büyük etkenmiş bu zorluklarda). Uzun zorlu uğraşlar sonunda bilgisayarda modeli test ediyor ve 1960'da 24 yaşında 'Nature' dergisinde ilk makalesini yayımlıyor (Nature 188, 495-497 (5 November 1960) | doi:10.1038/188495b0, Cardiac Action and Pacemaker Potentials based on the Hodgkin-Huxley Equations). Sadece kalb ile alakalısından dolayı değil 'gene-centric' bakışın yanlışlarını vurgulaması, özellikle Dawkins'e dokundurarak, ve bunu yaparken de hırçın bir dil kullanmaması okumayı keyifli kılıyor.
Kitap aynı zamanda yeni gelişen 'Systems Biology' bakışını sindirmek adına da önemli. Öneririm.
Post a Comment