Geçen hafta babam ve Nadir amcam Ankara'daydı, eski Gücük defterlerini karıştırdık.
- Hacı Kadir: Aksi, döğüşe meraklı. Elleri kama yaraları ile bezeli. Cesur, doğru sözlü. Beni de bastonla "severdi".
- Palcı Ayşat: Köyün doktoru (bademcik patlatma, yaralara cilet atma, ebelik). Köyün çoğunun ebesi. Diğer bir ebe adı yine Ayşat olan demirci Hacı Murat'ın bacısı. Köyde diş çekimi işinde uzman kişi ise Nuurdin.
- Bıtıl: Selimbi'nin babası, sanırım Kafkasya'dan gelmiş. Selimbi 45-50 arası genç yaşta ölmüş. Selimbi'nin en büyük çocuğu olan Taşuu kadın olmasına rağmen çoğu erkekten güçlü imiş.
- Geçmişte demircilik, değirmencilik, taşımacılık gibi geçim kaynakları olsa da günümüzde köy yoğun bir şekilde dışarıya göç verdiğinden köyde kalan az sayıda insan tarım ile geçinmektedir. Geçmişteki değirmeciliğin boyutuna örnekler:
Selimbi: 1 değirmende 4 taş
Hacı İbreem: 1 değirmende 4 taş
Çöçii: 1 değrimende 2 taş
Şemil: 2 değirmende 2 taş
Visite: 2 değirmende 2 taş
Çardak yarıçapındaki alanda un vb. tahıl öğütme işleri Gücük'te yapılırmış. Değirmenciliğin gelişmesini sağlayan en önemli etkenlerden biri köyde suyun bol olmasıdır.
- Hacı İbrahim tek çocuk. Nenesinin Kafkasya'dan geldiği tahmin ediliyor. Sivas'taki Çeçen köylerinde Türkiye'deki en zengin Çeçen'in Hacı İbrahim olduğu söylenirmiş. 164 atı, Anavarza'da 300 dönüm arazisi varmış. Yazın Gücük'te kışın Anavarza'da ikamet edermiş. İki hanımı varmış, Zekiye ile Besir. Zekiye'nin çocuğu olmamış, Hacı İbreem'in bakımı ile ilgilenmiş. Hacı İbreem'in ayrı bir odası olurmuş ve cocukları ile konuşmazmış. Kendisi ile konuşabilen tek çocuk Ördek imiş.
- Ördek nenemi 28 farklı kadının emzirdiği söylenir.
- Nur Hacı'nın ablası Süleyman'ın anası.
- Süleyman Korkmaz'ın kamyon kazası sonucu ölüm tarihi: 12 Temmuz 1958. O sırada Nadir amcam askerde imiş, 6 ay sonra gelmiş.
- Tanko Musa'nın oğlu Süleyman'ı testi: Bir toplantıda "Veysel'e kahve verin" demiş. Babam o sırada 5-10 yaşlarında. Kahve önüne getirilince Musa kahveyi içmesini emretmiş. Babam kahveyi içmeye yeltenince Musa Süleyman'ın yüzüne tükürerek "ne biçim evlat yetiştiriyorsun, yanında İsmet varken kahveyi ona vermesini bilmedi" diyerek azarlamış.
- Harun'un (Duran Beyazıt'ın babası) dükkanının soyulması girişimi: Elbistan civarından 2-3 kişi gece vakti dükkanın duvarını tam delmişken Harun uyanmış ve aşağı inip iki ağızlı kama ile soygunculara girişmiş. Biri Harun'a balta ile vurmaya çalışıyor ancak baltanın ağzı pırtıyor. Sabah doğru soygunculardan biri ölü bulunuyor. Harun 7 sene hapse mahkum oluyor, 3.5 sene yatıp çıkıyor.
- Eskiden Gücük'te hırsızlık yaygınmış ve dışarda kalan mal (çul, koyun, inek vs.) senin değilmiş.
- Cuma kavgaları Sisne'de meşhurmuş. Şerafettin Ateş'in annesi cuma gelmesin temennisinde bulunurmuş.
- Baazır yaşlılığında iki büklüm olmuş. Emin dedemin ifadesi ile "kağnı tekeri gibi bükülmüştü, düşse yuvarlanabilirdi". Ölümü 1940 civarlarında. Nadir amcam hatırlıyor. Amcam Baazır'ı ölüm günü kötü görmüş ve Şehidet'e "baaba iyi değil" demiş. Şehidet de Baazır'ı kıbleye çevirmiş, kısa süre sonra Baazır ruhunu teslim etmiş.
- Şehidet'in annesi Ezinet, babası Hafız İbrahim. Sabırlı, inançlı bir kadın, hafız. Hacı Kadir Kuran okurken takılınca takıldığı yeri Şehidet tamamlarmış. Oğlu Ahmet can çekişirken ağlayan kızlarına (Toita, Bağdat) kızmış. Hacı Kadir Kuran okurken dayanamayıp ağlamaya başlayınca Şehidet Kuran'ı Hacı Kadir'den alıp sessizce okumaya devam etmiş. Ahmet o sırada vefat etmiş. Ahmet, Emin dedemin kardeşi. Vefatı sırasında dedem Maraş'taymış. Bu olay anlatılırken dedem sessizce ağlamaya başladı. Dedemi öyle görünce ben de kendimi zor tuttum açıkçası. Dedemin o halini hatırladıkça hala gözlerim doluyor.
- Çööçii'den (Türkçe adı Yusuf) özlü söz: Sevmediklerime gülümsemekten yanaklarım ağrıdı. Çööçii diğerlerine göre daha diplomatik davranmasını bilen biri.
- Selimbii'den özlü söz: Kendi dolu küpümü başkalarının boş küpüne vurarak kırmam.
- İsmail Kahya (Elbruz Duk) köyde muhtarken köyden kimseyi askere göndermemiş. Gelen devlet görevlilerine rüşvet olarak kamçı, yamçı gibi hediyeler verirmiş. Askere göndermemenin nedenlerinden biri Nur Hacı'nın Yemen ellerinde 13 yıl kalması. O sırada Nur Hacı'nın kzı kardeşleri sahipsizlikten zorluk çekmişler. Nur Hacı'dan ümit kesilmiş. Yine Habib'in de Yemen'de uzun yıllar kaldığı ve korkunç olaylara şahit olduğu (insan eti yeme vb.) tahmin edilmektedir. Habib'in annesi Nepii uzun zaman ağlamış ve kör olarak ölmüş. Habib son zamanlarında akli dengesini yitirmiş ve sık sık ağlarmış. Bu nedenle anlatıklarının güvenilirliği zayıf.
- Elbruz Duk (İsmail Kahya) Ürdün'den Gücük'e gelmiş olabilir.
- Gücük'te kitap, okuma yazma kültürü yok. Tarih bilinci zayıf. En azından eskilere dair hikaye türü şeylerin olması gerekir. Bunların olmaması kuşku uyandırıcı, aceba geçmiş özellikle mi unutulmak/unutturulmak istenmiş?
- Kafkas göçünü organize eden kişi Tokat civarında Rus generali olan Kusha Musa Kunduk. Oğlu Bekir Sami Kunduk dışişleri bakanlığı yapmış. Musa Paşa Osmanlı tarafında geçip Ahmet Muhtar Paşa ile birlikte göçü ve Rus'lara karşı mücadeleyi yönetmiş. Emirleri altındaki Çeçen-Çerkez birlikler disipline pek gelemez, zaman zaman civar halkı yağmalarmış. Yağmacılardan bir kısmı idam edilince birlikler savaşın ortasında çekip gitmiş.
- Köye adını veren Şeyh Behli bir zaman sonra hırsızlık vb. olaylardan bıkıp köyü terk etmeye karar vermiş. Eşyalarını yükleyip giderken bugün Kamilbii pınar denilen yerde durup köye dönerek dua etmiş. Duasında köyün şerden korunmasını ve özellikle de köylünün birbirini öldürmemesini dilemiş. Çevre köylere göre Gücük'ün hala en önemli özelliklerinden biri köylünün birbirine karşı cinayet işlememiş olmasıdır. Bunda Çeçenlerin kan davasından çekinmelerinin de payı büyüktür. Behli Ürdün-Suriye civarına gitmiş. O sıralar Maraş Halep vilayetine bağlı bir sancak imiş. Şeyh Behli'nin bir oğlunun mezarının Gücük'te olduğu söylenir.
- Konaytere: Hacı Murat'ın babası olan Cercis bugün Lübnan-Suriye-İsrail arasında bir yer olan Konaytere'den gelmiş. Sık sık Konaytere'den bahsettiği için babamlar kendi aralarında espri olarak "nereden geliyorsun" diye sorulduğunda "Konaytere'den" derlermiş (hala da der). Konaytere bölgesi İsrail-Suriye çatışmaları sırasında ağır bombardımana uğramış ve sanırım şu an yerleşim yok.
- Eşkiya olayı: Gücük'ten bir grup altın olduğu düşüncesiyle Kızılöz'e soyguna gider. Bu sırada bir eşkiya grubu ile karşılaşırlar ve Basa'nın kardeşi eşkiyalar tarafından öldürülür. Gücük'lüler eşkiya'dan öc almak için alevi Kara Mustafa'nın oğlu Hacı Uçkaç ile anlaşırlar ve Hacı Uçkaç Gücük'lülere önderlik eder. Hükümetin de vurma izni verdiği söylenir. Acı Elma-Ho Taş mevkisinde üç eşkiyanın ağaç altında dinlendiğini görürüler. İkisini vurmuşlar, biri yardan atlayarak kaçmış. Öldürülenlerin kafalarını kesmişler. Eşkiyaları Nurbii'nin vurduğu, kafaları da Abaaka'nın kestiği söylenir. Kafalar Basa'nın annesine verilmiş, o da kafaları eline alarak cırmalamış, yere çalmış.
- Gücük camisindeki bir halının enteresan bir anısı var. Halı Hacı Kadir'in ve köyden biri bu halıyı çalıyor, akabinde de hastlanıyor. Muska yazılmış denir. Halı hala camideymiş. Bir ara gidip yeni bir halı ile değiş tokuş edelim.
- Ermenilerden Ördek nenemin satın aldığı kollu dikiş makınası şu an Nazlıhan halamda imiş. Bi ara gidip fotoğrafını çekelim. Tarihi nesneler bunlar.
- Gücük'teki eski değirmenleri Ermeniler'in yaptığı söylenir.
- Gücük'teki camide bulunan bir taş sanırım Ermeni işçiliği. Nur Hacı bu taşın üzerine Allah yazmış ve ortasını delmiş. Köye gidince bakalım.
- Hamzat (Sisne'li) Muş'tayken bir Ermeni çocuk grubunun perişanlığını görünce içlerinden Zehid'i yanına almaya karar vermiş. Zehid daha sonra Gücük'e geliyor ve 8 yıl Nur Hacı'nın yanında kalıyor.
- Nur Hacı dini bütün, biraz da tarikatçı biri imiş. Köydeki zikir törenlerine çavuşluk yaparmış. Pek çok hırsızdan, işe yaramazdan namazlı abdestli talebeler yetiştirmiş.
- Nadir amcam 70'li yıllarda taşımacılık vesilesi ile Suriye'ye gidip gelirken iki farklı zamanda ve farklı Ermeniler'den şu saptamayı duymuş: "Türkiye güzel yer, pek çok millet birarada yaşar. Devlet içinde devlet olmaz. Allah dedelerimizin belasını versin ki bizim buralara sürülmemize neden oldular." Bu kişiler Maraş-Zeytin yöresindenmiş. Amcama Ali Kayası'nı, Berit dağındaki madenleri, Zeytin civarında üzerinde kız resimleri olan çeşmeyi sormuşlar.
- Dabı çocukken amcası ile Kafkasya'dan gelmiş. Babası yolda ölmüş. Dabı uzun yaşamış, Nadir amcam Dabı'yı hatırlıyor.
- Besiığız: Tertipli düzenli. Nadir amcama ceviz, üzüm verdiği için amcam onu çok severmiş. Çööçi'nin ikinci hanımı. 1.hanımı Zenuu. Ortatepe'nin ve Fındık'ın ağaları Çööçi'ye "seni Yusuf Ağa yapan sen değil, Besiığız'dır" derlermiş. Tanko Musa kızkardeşi Besiığız'ı el üstünde tutar ve "sen annemin tebriğisin (emanetisin)" dermiş. Annesi Baazır. Besiığız'ın çocuğu olmamış. Hacı Kadir'e annesinden çok Besiığız bakmış.
- Elbruz Duk'un (İsmail Kahya) Baazır'dan önce Karaömer'li bir hanımı varmış. O hanımdan Nuriığız olmuş. Nuriığız Heleti'den evlenmiş.
- Nadir amcam Tanko Musa'nın yanında yetişmiş.
Sunday, May 07, 2006
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment