Sunday, November 08, 2009

Kurgu mu Gerçek mi

Derya ile kurgu (roman, hikaye vb.)eserlerle gerçek bilgi veren (biyoloji, tarih vb.) eserleri hangi yoğunlukla okumalı üzerine sohbetlerimiz olur. Kurguya karşı değilim ama kendi adıma çok az okuduğumu söyleyebilirim. Hatta en son kurgu sınıfından ne okuduğumu hatırlamıyorum :*). Bir ara Gölgesizler'i okuyasım var, o ayrı. Benim fikrilerimi 37 Signals'dan Jason Fried güzel ifade etmiş:

I don't read fiction. I find it a waste of time. There are so many amazing things that are real; I don't need to spend any time on a made-up story.
Gerçek çok ilginç ve sınırsız malzeme sunduğundan kurguya zamanım kalmıyor, daha doğrusu önceliğim olmuyor.  Kurgu eserlerin önemli bir kısmında problemli ilişkiler, olaylar ele alındığından "delilerin sorunları beni neden ilgilendirsin" çelişkisini yaşıyorum, hele de eser biraz yavansa. Fakat Derya'nın "kurgu özellikle duygu dünyasının derinliklerine inmek, sevgi, nefret, hüzün gibi basit kategorilere sokulamayacak lezzetler yakalamak, dolayısı ile insanı tüm nüansları ile tanımak için fırsatlar sunar, daha incelikli bir bakış kazandırır" görüşüne katılıyor, ancak "insanı tanımak için öncelikle psikoloji, sosyoloji ve tarih okumak lazım" demeden edemiyorum.

Sanırım aramızdaki fark duygulara verdiğimiz önem ve duyarlılıktan kaynaklanıyor. Derya boşuna bana "çok düz bakıyorsun" demiyor ;)

No comments: