Sunday, September 09, 2007

Kullandığım yazılımlar ve yedekleme stratejisi

Günlük işlerimde sıkça kullandığım yazılımların listesini yaptım. Bu liste hem ne kadar çok şeyi bilmek gerektiğini, hem de bilgisayarı baştan kuracak olsak ne kadar zamana ihtiyacımız olacağını gösteriyor. Ayrıca özel ayarlamalar (Word template, IDE preferences, video codecs...) için harcanacak süre de cabası.

Biliyoruz ki bilgisayarlar ve yazılımlar insan yapısı şeyler. Sabit diskler ve anakartlar yanar, işletim sistemleri göçer. O gün geldiğinde eyvah demek çok geç olabilir. Yedeklemekten başka çaremiz yok kardeşim!

Yedekleme işini iki farklı şekilde düşünmek lazım. Birincisi sistem ayarlarının ve yazılımların, ikincisi ise verilerin (belgeler, resimler vb.) yedeğini almaktır. En güzeli sabit diski C ve D diye ikiye ayırmak, C'ye işletim sistemi ve yazılımları kurmak, D'de ise kendi verilerimizi (My Documents vb.) tutmaktır. Gerçi böyle bir ayrıma illa ihtiyaç yok, sonuçta yedeklemeler dizin bazında yapılabiliyor.

Göçmüş bir bilgisayarı baştan işletim sistemi + diğer tüm yazılımlar ve ayarlarla kurma işlemini kısaltmanın en kolay yolu Norton Ghost ile C'nin image'ını almak. Norton Ghost bir seferde tüm sistemi geri getiriyor, tek tek herşeyi yeniden kurmak ve ayarlamak gerekmiyor. Tabi arada ciddi donanım değişiklikleri (IDE sabit diski SATA disk ile değiştirmek gibi) yapmamış olmanız lazım. Önerim image alma işlemini her donanım değiştiğinde veya en az yılda bir kez harici sabit disk (örnek: PHILIPS SPE3040CC 400GB) veya flash drive (örnek: CODEGEN 300GB) kullanarak yapmaktır.

Kendi verilerimizin yedeğini ise daha sık, mesela haftada bir gibi zaman aralıklarında almalıyız. Bu işlem için ise SyncToy'u öneririm.

Bir diğer yedekleme yöntemi de dosyaları internete aktarmaktır. Misal ben tüm fotoğraflarımı Picasa ile internete yüklerim. Hem yedeklemeyi sağlıyor, hem hırsızlıktan, yangından etkilenmiyor, hem de başkaları ile fotoğraflarımı paylaşma fırsatı tanıyor. Genel yedekleme için ise Rapidshare gibi servisler var ama çok miktarda veri transferinde (>1 GB) internetin yavaşlığı yüzünden ananız ağlayabilir. Bence ancak az sayıda kritik dosya için kullanılabilir.

Versiyon kontrol da yedekleme başlığı altında düşünülebilir ama bence sıradan vatandaşı çok ilgilendirmiyor.

Bloğun başında bahsettiğim kullandığım belli başlı yazılımların listesi şöyle:

1. Windows XP (kurulum için gerekli süre: 120 dakika, akabinde güncellemeler için de süre geçiyor)

2. Internet Explorer (XP ile birlikte kuruluyor)

3. Microsoft Messenger (XP ile birlikte kuruluyor)

4. Total Commander

5. SyncToy

6. Microsoft Office 2003 (Outlook, Word, Excel, Powerpoint, Visio)

7. Adobe Acrobat Professional

8. MathType

9. Matlab

10. Microsoft Visual Studio .NET

11. Delphi 7

12. Windows Media Player (XP ile birlikte kuruluyor)

13. Microsoft Paint (XP ile birlikte kuruluyor)

14. Jasc Paint Shop Pro

15. Windows Picture and Fax Viewer (XP ile birlikte kuruluyor)

16. Picasa

17. Microsoft Visual Source Safe

18. Symantec antivirus

19. Quicktime

20. Google Toolbar

21. Google Earth

22. Google SketchUp

23. Google video player

24. Limewire Pro

25. Norton Ghost

26. Visual AssistX

27. Ulead Video Studio

28. Divx

29. Xvid

30. NVidea DVD decoder

2 comments:

Rahmi Lale said...

Uzunca bir suredir Linux (Pardus) kullanıyorum. XP'de çalışan programlara ihtiyacım olmadığı zamanlar harici düzenli Pardus kullanıcısıyım. Bu şekilde XP sağlıklı gidiyor, zira az kullanıyorum, Linux'ta da henüz sistemi bir daha kurmamı gerektirecek bir sorunum olmadı.

XP vs Pardus konusunda beni benden alan Pardus'daki PiSi (Packages Installed Successfully, as Intended) hadisesi. Bu pisicik sayesinde kurmak istediğin prgramı paketten seçiyorsun kur diyorsun, çok kısa bir süre içerisinde kuruluyor. Install etme, baba bir prgram ise sistemi yeniden başlatma ve buna benzer beş benzemez durum yok.

Yedekleme hadisesine gelince; kişisel yedekleme yapmıyoruz zira okulun samba server'ı var, her türlü dosyamızı orada tutuyoruz. Herkesin bir alanı var, şifreli vs. dolayısı ile internet bağlantısı olan herhangi bir yerden bu dosyalara erişilebiliyor. Remote desktop vs ile debelenmek gerekmiyor, SFTP ile dünyanın neresinde olursan ol dosyalarına ulaşabiliyorsun.

Yedekleme, serverin sağlığı gibi sorunsallar ile de IT'ci arkadaşlar ilgileniyorlar.

Çok yaşasın İnterinet!

Umut DURAK said...

Ben de özenirim hep bu sürekli linux (unix)kullanıcılarına. Yok efendim Active Directory imiş, yok remote desktopmuş, yalan hepsi. Bir lokma, bir hırka hesabı. Bir telnet, bir vi, adam olana yeter. :)